İbrahim Paşa Tabyaları oldukça sağlam ve bölgede sayısı çok az olan Osmanlı dönemi yapılarındandır. 1830’lu yıllarda, doğudan gelecek saldırılara karşı koymak için İbrahim Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tarsus Pozantı istikametinde otobanda ilerlerken Adana’ya bağlı Tekir (Akçatekir) Yaylası mevkisine gelmeden, yolun solundaki yüksek tepe üzerinde bir yapı görülmektedir. Bu yapı Kızıl Tabya olarak adlandırılmaktadır. Burada yer alan diğer tabyalar Yer Tabyaları, Armutlu Tabya ve Beyaz Tabyadır. Bunlardan Kızıl Tabya, Ak Tabya ile karşılıklı olarak iki yüksek tepeye yapılmışlardır ve birbirlerini görmektedirler. Antik dönemden beri stratejik konumu olan bu yer, bu anlamda Gülek Kalesi ve Gülek Yazıtı ile de uyum içerisindedir. Bu tabyalardan çıkarılan birkaç top Gülek kasabasına nakledilmiştir.
Kızıl Tabya: (Büyük veya Fenerli Tabya) Yapının üç katlı olduğu tahmin edilmektedir. Alt katlarda havalandırma açıklıkları bulunurken üst katta ince uzun mazgal pencereleri vardır. Bütün odalar birbirleri ile bağlantılı değildir. Genelde kapıdan içeri girildiğinde solda iç içe geçen iki oda ve diğer tarafta ayrı bir oda şeklinde mekanlar sıralanmıştır. Malzeme olarak yörenin taşı kullanılmıştır. Kalker ve konglomera kayalıkların kabaca düzeltilerek aralarına küçük ve iri taşların kireçle karıştırılması sonucunda oluşturulan harçla yapılan duvar örgüsü kullanılmıştır. Yapılar tonozludur. Pencere kemerlerinde bazı yerlerde tuğla, bazı yerlerde taş kullanılmıştır. Kalenin temelleri düşey pozisyonda, daha iri ve yüzeyi çentikli taşlarla örülmüştür. Bu tabya Adana il sınırları içerisinde kalıyor olsa da diğerleriyle bir bütünlük içindedir.
Yer Tabyaları: Kızıl Tabya'nın önünden geçen Elmalı Deresi'nin altındadır. Eski Tarsus-Adana kara yolunun kenarlarında sağlı sollu ve karşılıklı olarak yapılmışlardır. Oldukça sağlam olan bu yapıların orman alanının altında kalmış olmalarından dolayı planları tam olarak anlaşılamamaktadır. Yine tonozlu ve birbirine geçişli mekanlardan oluşmaktadırlar.
Armutlu Tabya: Tarsus’tan Pozantı’ya doğru giderken Tekir Yaylası’na gelmeden sağa ayrılan eski yola dönülür. Gülek Yazıtı’na giderken biraz ilerleyince yolda Beylik Han, Deve Damı, Arkasıdelik Han gibi isimlerle adlandırılan küçük bir hana ulaşılır. Bu hanın kuzeydoğusunda, orman arazisi içerisinde rahatlıkla görülemeyen, toprak altında kalmış yapı kalıntılarıdır. Tabya bu nedenle plan olarak tam izlenememektedir. Ancak büyük kısmı sağlamdır.
Beyaz Tabya: (Ak veya Küçük Tabya) Hacın Dağı eteklerindedir. Kızıl Tabya ve Yer Tabyaları ile birbirini bütünleyen aynı aks üzerinde yer alan bir güzergahtadır ve bu güzergahın bir yer altı tüneli ile bağlantılı olduğu da söylenmektedir. Buraya ulaşmak için yine Gülek Yazıtı’na giden eski yolun kenarında bulunan Aspava Yaylası’nın arkasında yer alan orman arazisine girilir ve tırmanarak bu tabyaya ulaşılır. Girişi güneyde olan bu tabya yuvarlak planlı ve üç katlıdır. Bu yapı da yörenin taşından meyilli temeller üzerinde yapılmış ve etrafına hendek açılmıştır. Mekânın ortasında bulunan yapı tamamen yıkılmıştır. Alt katta havalandırma pencereleri, üst katta gözetleme pencereleri ve seyirdim alanı bulunmaktadır. Ancak bu pencereler her yerde aynı seviyede değildir.
Kaynak: Mersin İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.
Mersin Gezilecek Yerler