­
Orhan Peker
(1927 - 1978)
 
Orhan Peker, 27 Mayıs 1927 yılında Trabzon’da dünyaya gelir. 1942 yılında İstanbul’da Almanca öğrenebileceği Avusturya Okulu olan Sankt Georg’a kaydolur. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Sankt George Lisesi kapanır. Bunun üzerine Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesinin sınavını kazanan Orhan Peker akademiye kayıt olur. 1954 yılında akademiden arkadaşı olan Avni Dilligil ve Grubu ile birlikte Almanya’da Erlangen Gençlik Tiyatroları Festivali’ne katılır. Meinecke ile birlikte İtalya ve Viyana’ya, oradan da Paris’e gider. Ressam Oscar Kokoschka (1886-1980) ile tanışma ve onun atölyesinde çalışma fırsatı elde eder.
 
Aşık Veysel
 
1957’de Münih’e giden Orhan Peker, Münih’te iki yıl kaldıktan sonra 1959’da İstanbul’a döner. Aynı yıl Ankara’ya giden sanatçı, buranın sarı steplerinden çok etkilenir ve Ankara’ya yerleşir. Peker, Ankara’da dört sene yaşadıktan sonra 1963 yılında İspanya’da verilecek bir eğitim bursuna Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü tarafından aday gösterilir ve kabul edilir. Böylece İspanya dönemi başlar. 1966 yılında Türkiye Çağdaş Ressamlar Cemiyeti’nin girişimleriyle, “Yılın Ressamı” ve “Yılın Genç Ressamı” seçilir. 1969 yılında Bayındırlık Bakanlığı’nın, Japonya’daki “EXPO- 70” fuarı için açtığı proje yarışmasında Orhan Peker arkadaşı Ragıp Buluç’la birlikte hazırladığı proje birincilik ödülü alır. 1972 yılında tekrar Avrupa’ya gider; 1973 Mayıs ayına kadar Paris, Brüksel, Köln ve Münih’te çalışmalar yapar. Yurda döndükten sonra iki yıl Ayvalık’ta yaşar. 1978 yılında İstanbul’a yerleşir. 11 Nisan 1978 tarihinde, akademi hocası Bedri Rahmi Eyüboğlu galerisinde “Güvercinler” isimli son sergisini açar. Aynı yıl vefat eder.
 
{BENZERICERIK="Türk Ressamlar"}
 
Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesinde yetişen Orhan Peker, halk sanatı kültürünü ve Batı sanatı etkilerini kendine özgü, özgürlükçü üslubuyla birleştirerek Türk resim sanatı içinde kendini farklı bir noktaya ulaştırmıştır.
 
Kadın Portresi
 
Her dönem farklı resimler ve sürekli yeni arayışlarla kendini yenileme yoluna giden sanatçı, bu özelliğiyle Türk resim sanatı içerisinde önemli bir konum edinmiştir. Başlangıçta siyah ve gri tonlarının ağırlıkta olduğu çalışmalarını, ilerleyen dönemlerde daha renkçi bir anlayışa bırakmıştır. Lekesel anlayışın ağırlıklı olduğu çalışmalarında, genellikle tüm yüzey üzerine dağılan serbest kompozisyonlar dikkat çekmektedir.
 
Kaynaklar
 
 
Ankara Resim ve Heykel Müzesi / Editör Zeynep Yasa-Yaman, Fotoğraflar: Sıtkı Fırat, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2012