­

Kübizm Peşinde Yeni Arayışlar

Türk resim sanatının kimliğini bulma çabalarının yarattığı tartışmalar, sanatçıları 1930’lu yıllarda yeni bir bilinçle biçem yaratma arayışlarına yönelmelerine neden olacaktır.  Türk ressamları, evrensel sanatın yanında yer almak, gelişen sanat hareketlerini tanıyıp öğrenmek Avrupa ülkelerinin sanatın gelişimine yön veren, sanat ve kültür ortamı içinde var olmak amacını gütmektedir. Bütün sanatçılar gibi Türk ressamları ve heykeltıraşları da yayılıp büyüyen sanat ortamının içinde varlık göstermek ereğini benimsemektedirler. Bu ortama girebilmenin çözümü de dünya sanatçılarının düşünce sistemlerinin değişimine göre elde ettikleri estetik duyarlığa tanık olmak ve bu duyarlığı yapıtlarına taşımaktır. 

Bu yıllarda, modern sanat akımlarını Türk resim sanatına taşıma eyleminin kökeninde de bu düşünce yatar. Evrensel olmak, evrensel olanaklardan yararlanmak, yurtdışında sergi açmak ve müzelere girebilmek anlamıyla örtüşmektedir. Bugüne kadar ulaşan bu düşünce yalnızca Türk ressamlarının değil bütün ülkelerin ressamlarının ortak hedefidir.

Türk ressamları, 1923 yılında kurulan demokratik rejimin Türkiye’de yarattığı özgürlük ortamını gelişme ve araştırıya açık alanlarında yürümekte ve kaynaklarına yeni değer katmaya özen gösteren iki genç öğenin, genç demokrasinin ve genç resim sanatının kesiştiği ortamda filizlenen sanatın geliştirmeye çabalamaktadırlar.

Erek, çağdaş uygarlıklar düzeyine ulaşan bir kültür ve sanat ortamını yaratmaktır.

Cumhuriyet’in “Muassır medeniyetler seviyesine ulaşma” ereği Türkiye’nin çağdaş ve evrensel bir kimlik kazanması anlamıyla örtüşmekteydi. Bu bağlamda, 1930’lu yıllar tüm sanat dallarında atılımcı, cesur ve çağdaş yenilikler desteklenmeye ve önemlisi yurdun tümüne yayılmasını sağlayacak girişimlerin başlamasına önayak olacaktır.

1933 yılının Eylül ayında d Grubu adı ile yeni bir sanatçı topluluğu kuran Nurullah Berk, Cemal Tollu, Abidin Dino, Elif Naci, Zühtü Müridoğlu, Zeki Faik izer bireysel olarak sanatçı kimliklerinin tanınması ve ün kazanmaları için gerekli olan olgunun sanat olduğunun bilinciyle bir araya gelirler. Amaçları, Türk resminin çağdaşlaşması ve evrensel bir kimlik kazanmasıdır. Türk resminde modern sanatın başlatılması olarak nitelendirdikleri bu harekete birlikte yol alacaklardır (Berk-Turani 1981, s.96).

d Grubu çevresinde birleşen sanatçılar, sergi olanakları kısıtlı olan istanbul’da öncelikle sergi alanları bulup bir arada sergiler açmak istemektedirler. Sonra, yeni gelişen çağdaş akımları Türk resim sanatına kazandırmak ve öncü olmak düşüncesini taşımaktadırlar. Gelişen Türkiye’nin öncü sanatçıları olmak ve bir araya gelerek oluşturdukları güçten yaralanmaya çabalamaktadırlar. 1947 yılına kadar birlikte aldıkları kararları sergilerle pekiştirerek ve özellikle de basını yanlarına alarak etkinlikler düzenleyen bu sanatçılar, düzenledikleri sergilerle toplumun ve diğer sanatçıların ilgilerini çekmeyi başarırlar.

Halil Dikmen, Salih Urallı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu, Eşref Üren d Grubu’nun atılımcı anlayışına katılan sanatçılar arasında yer alır. ilerleyen zaman içinde açılan on beş resim sergisi, d Grubu çevresinde toplanan ve sayıları her geçen gün çoğalan ressamların renklenerek büyüyen hareketi haline gelir.

 d Grubu hareketinin öncüsü Nurullah Berk, ressam olmanın yanı sıra geliştirdiği Legér esinli ve önemlisi de Lhoté’un Kübizm kuramına endeksli sanatsal görüşünü d Grubu’nun sanat anlayışının atılımı olarak belirlemektedir. Nurullah Berk bu grubun, hem ressamı, hem düşün adamı, hem beyni, hem de yazarıdır. Grubun, kuruluş aşamasından başlayarak ambleminin oluşumuna, sergilerinin tanıtımına, sanat dünyası içinde yer almasına ve hatta Avrupa’da tanıtılmasına önayak olan Berk, bireysel düşünsel gücünü, olduğu gibi bu hareketin var olmasına ve gelişmesine adayacaktır. Kübizm peşine düşen ve anlayışa resimlerini uyarlayan d grubu üyeleri nin çoğu Fransa’da André Lhoté, Fernand Léger öğreniminden geçerek yurda dönen gençlerdir. d Grubu ressamları yazılarında Kübizmi savunmalarına karşın resimlerinde uygulamaya çok geç girişebileceklerdir. Nurullah Berk, Cemal Tollu ve Zeki Faik izer örneğinde olduğu gibi, Kübizm kaynaklı araştırıları ancak 1950’li yıllarda tuvallerine yansıtmayı başarabileceklerdir.  Fernand Léger’nin sentetik Kübizmi temel alan ve André Lhoté’un yapısal Kübizm araştırılarını öneren öğretilerini kaynak alan ressamlar, Cumhuriyet’in atılımcı arayışlarına bu görüşleri çözüm olarak getirmek isterler.

Kaynak (Source):

Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim”, Güzel Sanatlar Akademisi Yayınları, istanbul 1943.

Berk, Nurullah, “Türk Resmi ve Memleket”, Yeni istanbul, 9 Ocak 1950.

Berk, Nurullah, “Ustalarla Konuşmalar”, Ankara 1971.

Berk, Nurullah, “50. Yılda Resim Sanatımız ve Gelişmeleri”, Kültür ve Sanat, Ankara 1973, S. 2, s. 107 -118.

Berk, Nurullah, “Türkiye’de Resim ve Ressamlar: 2” Hayat Tarih, 1974, S. 6, s. 61-67.

Berk, Nurullah, “Cemal Tollu”, Sanat Dünyamız,  Yıl: 3 . S. 7, istanbul Mayıs 1976. s.40-44.

Berk, Nurullah-Hüseyin Gezer, “50 Yılın Türk Resim ve Heykeli”, istanbul, 1973.

Çoker, Adnan, “Sabri Berkel”, istanbul 1991.

Çoker, Adnan,  “Cemal Tollu”, istanbul 1996.

Edgü Ferit, “Abidin”, Ankara 1986.

Erinç, Sıtkı, “Zeki Faik izer”, Ankara 1991.

Erol, Turan, “Bedri Rahmi Eyüboğlu”, istanbul 1984.

Erzen, Jale Nejdet, “Sabri Berkel”, Ankara 1995.             

Berk, Nurullah-Kaya Özsezgin, “Cumhuriyet Dönemi Türk  Resmi”, Ankara 1983.

Giray, Kıymet, “Türk Resminde Soyut Eğilimler ve 10’lar Grubu”, Türkiye'de Sanat, Ocak/şubat 1994,  S. 12, s. 66-70.

Giray, Kıymet, “Bir Cemal Tollu ve d Grubu şöleni”, Siyah Beyaz, 16.4.1996, s.10.

Giray, Kıymet, “Bir Cemal Tollu ve d Grubu şöleni”, Siyah Beyaz, 16.4.1996, s.10.