­ MİZAHLI, HİSSELİ KÜÇÜK HALK HİKÂYELERİ-1 | Kültür Portalı

Mizahlı, Hisseli Küçük Halk Hikâyeleri-1 - Konya

Hikaye

Kuşların Hikayesi: Kuşlar, kışın buz gibi soğukları başlayınca, tir tir titrerlerken bir araya toplanır konuşurlarmış: "Yazın bir hanay, bir de güney yaptırayım" derlermiş. Yaz gelince, havalar ısınınca, kış soğuklarını unutur: "Hanayının da ... güneyinin de ..." der, başlarlarmış gezmeye. (Hanay: Kışın sıcak yazın serin büyük konağımsı ev, Güney: Kapı ve pencereleri güneye bakan, soğuk kuzey rüzgârlarına kapalı evlere "Güney" denir.)

Tilkinin Hikayesi: Tilkinin arkasında tazı yokken, kendi havasında eke eke gezerken, şarkılar söylerken kuyruğunu havada sallar; "Çığa kuyruğum çığa" dermiş. Arkasına tazı düşünce, kuyruğunu kendine yük sayar; "Ova sürgüsü gibi gelmez de gavır" diye kızarmış. (Çığa: Yaşa anlamına. Ova sürgüsü: Ovalardaki tarlalarda sürümden sonra kesekleri kırmakta kullanılan; kalın, büyük kalastan yapılan sürgü).

Tavuk Hikayesi: Yumurtlayıp kümesinden çıkan, uzun süre gıdaklayan tavuk şöyle dermiş: "Gıt gıt gıdak Yumurtam sıcak İnanmazsan gel de bak Kadı kızından ak" Herkese, güzel bir yumurta yumurtladığını duyururmuş.

Tavşan Hikayesi: Tavşanların ön ayakları kısa olduğu için yokuşları iyi çıkarmış. Ama, inişlerde ön ayakları kısa geldiği için hızla koşamazmış. Ve dermiş ki: "Aşağı inerken etimi yisinler. Yukarı çıkarken bo.... yisinler." Yokuşlarda tavşan yakalamak çok zor; inişlerde çok kolaymış.

Katırın Hikayesi: Katır, eşekle atın birleşmesinden meydana gelen bir hayvandır. Babası eşek; anası at. Katıra; "Baban kim?" diye sordukları zaman "Dayım at" dermiş.

Kırlangıcın Hikayesi: Soğuğa dayanamayan kuşlar, göçmen kuşlar, kış yaklaşırken erkence "siğil melmeketlere" giderlermiş. Kırlangıçlar onlara aldırmazlar, daha uzun süre kalırlar. Bağ bozumundan sonra yola çıkarlarmış. Onun için, diğer kuşlara derlermiş ki: "Şırayı içeriz, önünüze geçeriz." (Siğil melmeketler: Sahil memleketler, sıcak iklimli yerler)

Kaplumbağanın Hikayesi: Bir adam ölmüş, "Tosbağıyı" kefen almaya göndermişler. Tosbağı tam kırk yıl sonra sırtına kefen yüklenmiş halde "ıkılaya tısılaya" kanter içinde, bitkin bir vaziyette çıkıp gelmiş. Onda da, "acele işin anasını satayım, terlere batdım" demiş. (Tosbağı: Konya ova köylerinde kaplumbağanın adı)

Laz'ın Hikayesi: Laz bir hoca varmış. Biraz akıldan hastaymış. Bir gün ezan okumak için minareye çıkmış tam ezana başlayacağı sırada havada uçan kazları görmüş. "Kaz uçar da, Laz uçamaz mı" demiş. Kendini miraden aşağıya atıvermiş. Yere düşünce birden ölüvermiş.

Kaynak: Küçükbezirci, S. Kasım 2009. Konya Halkbilimi Folklor Güldestesi. Konya, Bahçıvanlar Basım San. A.Ş.

Görüntülenme Sayısı : 1764    Eklenme Tarihi : 25 Şubat 2013 Pazartesi    Güncellenme Tarihi : 06 Haziran 2020 Cumartesi