Gelenek, Görenek ve İnançlar

236 Nuran MALTA MUHAXHERİ T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı cuma günü başlıyorsa perşembe günü evin en saygın kişileri, misafirleri davet etmeye çıkarlar. Aynı gün evde boğa veya inek kesilir. Yaptığımız alan araştırması sırasında köydekiler, eskiden düğünlerinin daha kalabalık ve daha coşkulu geçtiğini söylemişlerdir. Eskiden atı olan herkes düğüne davet edilirmiş. Gelin alındıktan sonra köyün merkezinde (Ulica’da) büyük at yarışları yapılırmış. Ancak köyde bu adetten günümüzde söz etmek mümkün değildir. Kaynak kişimiz (H. Mazrek), o zamanlarda en büyük modanın atların düğünlere davet edilmesi olduğunu ifade etmiştir. Düğünün ilk günü (çarşamba veya cuma) öğleden sonra misafirler düğün evine gelmeye başlarlar. O gün akşama dek yavaş yavaş tüm misafirler toplanırlar. Akşam yemeği ilk önce kadın misafirlere verilir. Kadınlar akşamdan önce yemek yerler. Erkekler ise akşam ezanı okunduktan sonra yemeklerini yerler. Kosova’daki düğün merasimlerini erkek ve kadınlar ayrı ayrı evlerde gerçekleştirmektedirler. Kadınlar düğünü yapanın evinde, erkekler ise konak olarak komşunun evinde misafir edilirler. Sofralar evin avlusunda kurulur. Her bir sofraya ayrı ayrı kişiler hizmet eder. Düğünlerde en çok yapılan yemekler çorba, kuru fasulye ve börektir. Tatlı olarak postişte veya yaya yapılır. Genellikle yemekleri parayla tutulan aşçı kadınlar yaparlar. (B. Bütüç). Yemek yendikten sonra düğünün daha şöhretli ve dillere destan olması için kadın kısmına def, erkek kısmına ise davul zurna çalınır. Kosova’daki düğünlerde erkeğin ayrı, kadının ayrı yeri vardır (B. Bütüç). Kadınlar o gece büyük meclis yapar, kocaya yeni varan gelinler oyun oynarlar. Yeni gelin- lerin def eşliğinde oynayışlarını görmek için bütün köy kızları ve kadınları gelir kenardan izlerler. Diğer taraftan erkekler de davul-zurna eşliğinde gece yarısına kadar oynarlar (N. Bütüç). Kadınlar gece yarısından sonra tavuk avına çıkarlar. Düğünü yapanın yakınları ev ev dolaşarak evlerden tavuk toplarlar. Toplanan tavuklar o gece pişirilip yenir. Düğünün ikinci günü gelin alınır. Gelini, saat 11’de almaya çıkan düğüncüler eskiden at veya öküz arabasıyla almaya giderlermiş. Fakat şimdi herkeste araba olduğu için gelin arabalarla alınmaktadır. Eskiden at veya öküz arabalarına kadınlar binermiş, erekler ise önden yürürlermiş. En önde ise bir kişi bayrakla yürürmüş. Kadınları dışarıda erkekler görmesin diye “koçi” yapılır- mış. Koçiler kırmızı kilimlerle örtülürmüş. Tabii arabalar çıkınca bütün bu adetler unutulmuştur. Şimdi ise bu sıralama şöyle olmaktadır; bayrak yine önde, sonraki sırada düğüncüler ve arabayla kadınlar gelmektedirler. Gelinin evine varıldığında kadınlara şerbet, erkeklere pideler ikram edilir. Gelinin evinde yarım saat kadar kalınır. Ondan sonra eve geri dönülür (B. Bütüç). Damat giriş kapısının önünde gelini buğday veya arpa dolusu bir sepetle karşılar ve gelinle düğüncülerin üze- rine buğdayları atar. Bunun sebebi, gelinin o eve bereket getirmesidir (B. Bütüç). Gelini arabadan kaynatası çıkarır. Evin kapısına girmeden önce eliyle bir fincan dolusu şerbet veya bala dokunur ve evin kapısına sürer. Bunun anlamı da ev halkıyla iyi geçinsin, tatlı dilli olsun içindir. Damat, ancak iki saat sonra gelini görmeye gelir. Damat, evine kardeşi veya amcasının oğluyla gelir. Gelin evin giriş kapısı önünde oturur, damatsa birkaç metre ilerisinde çalımlı bir şekilde gezerek arada sırada çekingen bir tavırla süslü püslü karısına bakmaya çalışır. Damadın geline bakma- ması için düğüncüler elmaları üzerine savurarak onu engellemeye çalışırlar (B. Bütüç). Akşam yemeği yenildikten sonra damadın gerdeğe girme zamanı gelir. Kadınlar, damadı gerdeğe girişi sırasında alkışlar, erkekler ise yumruklarla uğurlarlar. Ertesi gün öğlen yemeği yenildikten sonra herkes evine dağılır (B. Bütüç).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2