Gelenek, Görenek ve İnançlar

235 Kosova Türklerinin Halk İnançlarında Doğum, Evlenme ve Ölüm Gelenek, Görenek ve İnançlar çareyi evlatlık almakta bulmuşlardır. Çocuk sahibi olabilmek için yapılan çoğu uygulama kadınlar içindir. Hamile kalan kadının yemesi gereken yiyeceklerle doğacak olan çocuğun bazı muhtemel nitelikleri arasında paralellik kurulmaktadır. Böylece kadının iyi beslenmesi sağlandığı gibi, psiko- lojik durumunu bozacak şeyler de engellenmektedir. Geleneksel olarak erkek çocuk kız çocuktan daha fazla istenmektedir. Pratiklerde de bu isteğin izleri açıkça görülmektedir. Ataerkil aile yapısı içinde erkek çocuğun baba ocağını devam ettirmesi, ailenin soyadını sürdürmesi, daha fazla isten- mesine sebep olmuştur. Anne adayının bazı davranışlardan kaçınması veya bazı şeyleri mutlaka yapması gerektiği düşünülür. Bu davranışlardan bazıları şunlardır; Gebe kadın, gebelik süresince kötü bilinen şeylere bakmaz, gizli olarak hiçbir şey yemez. Aksi takdirde doğacak olan çocuğun yüzünde leke gibi bir iz belireceğine inanılır. Cenazeye giden, ölüyü, cesedi seyreden gebe kadı- nın ölü çocuk doğuracağına veya çocuğun yüzünün toprak renginde olacağına inanılır. Cenazeye gitmesi zorunlu olan gebe kadın, kendini korumak için kırmızı iplikle parmağını sardıktan sonra cenazeye gider. Kosova Türklerinde de Türk dünyasının birçok bölgesinde olduğu gibi, gelinin damadın evine geldiği ilk gün kucağına bir çocuk, özellikle erkek çocuk verilir. Gerdek öncesi ge- linin yatağına bir erkek çocuk yatırılır. Bu uygulama ile doğacak çocuğun erkek olması dileğinde bulunulur. Doğacak çocuğun cinsiyetini anlamak amacıyla, kadının fiziksel görünümüne, yedikle- rine, davranışlarına, vb göre tahminlerde bulunulmaktadır. Doğumların günümüzde hastanelerde yapılması, lohusalık dönemine ait geleneksel uygulamaların bir kısmının unutulmasına sebep olmuştur. Lohusanın sütü ve yiyecekleri için günümüzde doktorların tavsiyeleri göz önünde tutularak bir beslenme yapılır. Doğum yapan kadına Kosova’da da birçok Türk topluluğunda olduğun gibi “lohusa” denir. Lohusanın yatağı önceden hazırlanır. Yatak, lohusanın gelin olarak getirdiği çeyizleriyle süslenir. Sütü kaçmasın diye lohusa kırk gün evden dışarı çıkmaz. Bundan sonra sokağa çıkınca başını başlıkla örter. Bütün Türk toplulukları gibi Kosova Türkleri de nazara inanırlar. Nazarın en fazla lohusa ve küçük çocuklara değdiğine inanılır. Yasamayan çocuk, ilk gezme, kırk uçurması, yürüyemeyen ve konuşamayan çocuk, ilk diş, ilk tırnak, ilk saç ile ilgili olarak toplanan bilgiler, geleneğe dayalı birçok uygulamanın yoğun olarak yapıldığını göstermiş- tir. 1.2. Evlenme Adetleri ve Düğün Töreni: Geçiş dönemlerinin önemli bir aşaması olan evlenme geleneğinde evlilik çağı, yası, eş se- çimi, görücülük, dünürcülük, kız isteme, nişan, nişanlılık dönemi hazırlıkları, düğüne davet, düğün hazırlıkları, kına gecesi, düğün, saçı, kısmet açma, nikâh ve gerdekle ilgili uygulamalar yoğun bir biçimde geleneğe dayalı olarak sürdürülmektedir. Aile kurumuna çok önem verilmektedir. Toplumun aynası olan sağlıklı bir aile kurmanın yolu, evlilikten geçmektedir. Çeşitli evlilik türleri görülse de en makbul evlilik, dünür gidilerek yapılan normal evliliktir. Ailesine sıkı bağlı olarak yaşayan bir Kosovalının ömrü boyunca en büyük muradı, çocuğunu evlendirmektir. Kosovadaki aileler, evlendirme meselesinde kız ve erkek çocuğuna eşit muamele yaparlar. Aile ortamında en büyük coşku ve sevinç, çocukların düğünlerinin yapıldığı zaman yaşanan coşku ve sevinçtir. İster evlenme, ister sünnet düğünü olsun, düğünler genellikle 3 - 4 gün sürer. Önceleri düğünler çarşamba, perşembe ve cuma günleri yapılırmış (B. Bütüç). Kosova’daki ahalinin çoğu önceleri çiftçilikle uğraştığı için hafta içi düğün yapmaları sorun değilmiş. Ancak şimdi memur olanlar ve ticaretle uğraşan kişiler fazlalaşınca düğün törenleri çoğunlukla cuma, cumartesi ve pazar günü yapılmaktadır (B. Bütüç). Düğüne bir gün öncesinden misafirler davet edilir. Eğer düğün

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU2NTE2