Nasreddin Hoca Fıkralarında Ölüm ve Öte Dünya Algısı

370 Ebru ŞENOCAK T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı a. Dünya-öte dünya algısı Nasreddin Hoca fıkralarında, dünya hayatı ve öte dünya algısı hem Nasreddin Hoca’nın kendi tecrübelerinden hem de halkın Hoca’ya sorduğu sorulardan hareketle ele alınır. Dünya ve öte dünyaya dair meraklarını gidermek isteyen halk, toplumun bilge kişisi Nasreddin Hoca’ya sor- dukları sorularla bilinmezliklerin kapısını aralayarak rahatlamayı tercih eder. İyi bir gözlemci olan Nasreddin Hoca hazırcevaplılığı, keskin zekâsı ve bilgeliğiyle herkese uyarıcı/eğitici mesajlar verir. Konu ile ilgili fıkra şöyledir: Nasreddin Hoca’ya sormuşlar: “Dünyanın kaç arşın ettiğini bilir misin?” Tam o sırada yoldan geçen bir cenazeyi göstererek şöyle cevap vermiş Nasrettin Hoca: “O bilir, bakın, ölçmüş, biçmiş, gidiyor!” (Tokmakçıoğlu 2004: 142) Fıkrada, Nasreddin Hoca’nın kendisine dünyanın kaç arşın olduğunu soran adama ver- diği cevap ironiktir. Nasreddin Hoca, “bir varmış, bir yokmuş” şeklinde başlayıp bitecek olan masallarımızı anlamlandırma sürecinde, “bir arpa boyu gidilen yola” işaret eder. Dünyaya geliş amacından gün geçtikçe uzaklaşan insanoğlu, boş ve gereksiz kaygılarla meşgul olurken hayatı anlamaya hep geç kalır. Bu dünyanın kaç arşın olduğu şeklindeki somut ve kalıplaşmış soruya karşılık Nasreddin Hoca’nın verdiği cevap oldukça felsefiktir. Nasreddin Hoca, zamanın elinden tutamayan insanoğlunun dış görünüşle değil içsel boyutta yaşaması gereken değerlere işaret eder ve gerçekliklere emek karşılığında ve ölümle yüz yüze gelindiğinde ulaşılacağını ifade eder. Öte dünya yolculuğunu rüyasında tecrübe eden Nasreddin Hoca’nın fıkrası şöyledir: Nasreddin Hoca dere kıyısında uyurken, rüyasında öldüğünü görür. Ada- mın biri gelip omzuna dokunur: “Bu suyun geçidi nerededir?” diye sorar. O da: “Ben sağ iken yukardandı, ama şimdi neredendir bilmiyorum.” der. (Fuat 2004: 217) Nasreddin Hoca, fıkrada, bilinç ve bilinçaltı içeriklerin bağını koparmadan yaşa- mı sürdürebilmenin önemine değinir . “Akıntının akışı, şeylerin akışı ve hareketin kendi- si bilincin akışından alınma mecazlardır ve esas anlamıyla akıntı ancak süregiden içerikle karıştırılmayacak olan zamanla ilgili olarak söylenebilir.” (Levinas 2006: 131) Rüyasında suyun geçidini soran adama “Ben sağ iken yukardandı, ama şimdi neredendir bilmiyorum.” şeklinde ce- vap veren Nasreddin Hoca, zamanın ve bilincin akışı içerisinde anı yakalar ve Dede Korkut Hikâ- yelerinde belirtildiği gibi “Uyku, küçük ölümdür.” demek ister. İnsanoğluna her uyuyup uyandığın- da, ölümü hatırlatan uyku, hayatı sıfırlayıp yeniden başlama şansıdır. Ancak, sağken/uyanıkken bilincin eşiğinde duran, bilinç-bilinçaltı içerikleriyle bağını kesmeden yol alabilen kişi, kendiliğe ulaşabilir ve kurduğu bu kutsal bağ ile sonsuzluğu yakalayabilir. İnsanoğlunun öte dünya algısı, kabir hayatının nasıl olacağı düşüncesiyle başlar. Nasred-

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2