Geleneksel Yemeğin Boyutları Ve Yemeğin Sesi

435 Geleneksel Yemeğin Boyutları ve Yemeğin Sesi Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Çalışmaları Antropoloji çalışmaları ise beslenme gereksinimini tatmin etme eylemi olan yemek ye- meye “bir insanlık deneyimi olma derinliğini ve tınısını kazandıran” anlamlar sistemi üzerinde durmaktadır: Kavramsal kategoriler (örneğin ‘yemek’ ve ‘yemek olmayan’, ‘seçmece’, ‘sıradan’ maddeler)”; “ahlaksal değerler (örneğin konuğun üstün tutulması)”; “kültürel açıdan belirlenen duygular (örneğin lezzet ve iğrenme)”. (Monaghan ve Just, 2000: 62) Ama yemek kültürünü geliştiren “halk” ve dolayısıyla da yemek kültürleri, her zaman du- rağan ve aynı cins olarak ele alınmamaktadır. Özellikle sosyoloji ve sosyal antropoloji gibi bilim dallarında kullanılan çeşitli terimler (örn. küreselleşme, iç göç, toplumsal tabakalaşma, kültürleş- me vb.) aracılığıyla yeniden değerlendirilen geleneksel yemek kültürü; kültürün kuşaklara devrini kesen, bozan gelişmeler kadar, yeni yaşam koşullarının oluşturduğu yeni yeme mekân ve alış- kanlıkları ile bunları deneyim eden halklar açısından da incelemektedirler. 5 Ayrıca neyin, nasıl yendiği kadar, ne miktarda ve ne haldeyken yendiği de bu araştırma- cıların ilgi alanı içinde olmuştur. Zira Bourdieu (2015: 280, 292-6) saptadığı gibi, insanlar sadece doymak üzere yemezler; toplumsal tabakaların; yemek yeme eylemine, besinin niteliğine, besinin işlevine yükledikleri anlam ve görevler de farklılaşmaktadır. 1.2. Yemek Sisteminin Süreçleri Yemeğin kendisi de bir sistem olarak ele alınarak, onu oluşturan süreçlere ayrıca odak- lanılabilmektedir: Üretim, dağıtım, hazırlama, tüketim ve atıklardan kurtulma (Goody, 2013: 56). Hepsi farklı uzmanlıklara dayalı geniş bir uygulama sahasıyla kesişen bu süreçler; yukarı- da ifade edilen araştırma konu grubu, üyesi olunan bilim dalı farklılıklarına rağmen; yemek kültürü dendiğinde ne anlaşılması gerektiğinin sınırlarını; bir topluluk ya da kültürle değil; yine yemeğin kendisiyle belirgin bir biçimde çizmektedir. 1.3. Bir Gösterim Aracı Olarak Yemek Folklora davranışsal bir yaklaşım getiren (Gabbert, 1999) gösterim merkezli çalışmalar, şu üç ilke üzerinden çözümleme yapmaktadırlar: Öncelikle folklor bir uygulama olarak düşünülmeli ve toplumsal yaşamın üstesinden gelmede folklorun yerleşik kullanımına odaklanılmalıdır. İkinci olarak folklor, iletişimin sanatsal ve özel bir kipidir. Bu nedenle gösterim, toplumsal etkileşimin durumsal bağlamı içinde, biçim-işlev-anlam arasındaki karşılıklı ilişkiye vurgu yapılan sanatsal iletişimin eylem olarak ele alınmalıdır. Bu eylem sürecinde, merkezde yer alan bireysel sanatın, hem gösterim geleneği ve düzeni, hem de duruma bağlı biriciklik arasındaki dinamik gerilim de incelenmelidir. Son olarak da toplumsal düzenleme ve kamusal olayların, simgesel olarak toplu- mun ortaklaşa değer ve anlamları nasıl yansıttığına dikkat edilmelidir. (Bauman, 1989: 177) “Folklorun ‘bağlamında gösterim’ ve ‘toplumsal deneyim ve iletişimsel eylem olarak olay’ ” olarak kabul eden bu kuramın kullanıldığı çalışma konuları arasında, maddi kültür, dolayısıyla yemek kültürü de bulunmaktadır. Buna göre maddi kültür, sadece davranışın bir ürünü olarak değildir, davranışın kendisidir. (Bronner, 1983: 329-30) 5  Örnek olarak bkz. Esther Katz (2010). “Mistek Bölgesinde ( Qaxaca, Meksika) Göç, Sosyal Dönüşümler ve Mutfaktaki Değişimler”, Çev. S. Öztürk, Yemek ve Kültür , S. 21, s.76-85; Erhan Akarçay (2016). Beslen- cenin Sosyolojisi . Ankara: Phonix.

RkJQdWJsaXNoZXIy NzM2ODUz