Dede Korkut Hikayelerinde Toplumsal Cinsiyet Kabulleri Bağlamında Kadın ve Erkek Söylemleri

151 Dede Korkut Hikâyelerinde Toplumsal Cinsiyet Kabulleri Bağlamında Kadın ve Erkek Söylemleri Türk Halk Edebiyatı Vay al duvagum iyesi
 Vay alnum basum umudu
 Vay sah yigidim vay sahbaz yigidim Göz açuban gördügüm
 Könül ile sevdügüm
 Bir yasdukta bas koydugum
 Yolunda öldügüm kurban oldugum (Ergin 1997:131) Kristeva’ya göre kadın “sosyal iliskiler içinde yasayan bir konusan bedendir.” (Akt. Direk 2014) Kadın, acısını ve mutlulugunu bedeniyle, hareketleriyle anlatır ve sözleriyle yasatır. Bu farklılık kadın ve erkegin davranışlarına ve söylemlerine de yansımaktadır. Kadın ve erkeğin duygularını ifade ediş biçimlerinde de farklılıklar bulunmaktadır. Bu durumu en belirgin şekilde yas durumunu ifade ediş biçimlerinde görmek mümkündür. Erkeğin yasını ifade ediş biçimleri daha çok giysi ve görüntüsel unsurlar üzerindeyken kadınınki beden üzerinden olmaktadır. Kam Püre Oglu Bamsı Beyrek hikâyesi’nde Beyrek’in ölüm haberini alan babası “kaba saruk götürüp yire çaldı, tartdı yakasın yırtdı, ogul ogul diyüben bögürdi” (Ergin 1997:130) şeklindedir. Kadın ise üzüntüsünü bedeninde bıraktığı izlerle ortaya koymakta ve yasamaktadır. Aynı hikâyede Bey- rek’in annesi “Ag pürçeklü anası buldur buldur agladı, gözinün yasın dökdi, acı tırnak ag yüzine aldı çaldı, al yanagın tarttdı, kargu gibi kara saçını yoldı” (Ergin 1997:130) seklinde yasını ifade etmektedir. Bu durum kadının sözüne eslik eden beden dilinin duygu yoğunluğunu ortaya koy- madaki etkisiyle açıklanabilir. Kadın söylemlerinde toplumsal kabullerin de etkili oldugu görülmektedir. Kadın; erkekle hüner gösterme açısından benzer özelliklere sahip bile olsa bunu dile getirmek ya da duyurma- nın toplumsal yapı içerisinde değersizliğini Kanlı Koca Oglu Kan Turalı Hikâyesi’nde su sekilde ortaya koymaktadır: “Öginür ise er öginsün aslandur Öginmeklik ‘avratlara bühtandur Ögin- mek-ile ‘avrat er olmaz.” (Ergin 1997:197) Ögünmek kamusal alanda söylemi gerektirir. Bu eylem başkalarına yönelik yapıldığı zaman anlam kazanır. Bu anlamda erkeğin yaptığı isin duyulmasını istemesi, ünün ve sanın bulundugu yerin dısına çıkması, toplumsal yapı içinde yadırganmayan bir durumken kadının bulunduğu mekânın dısında adının yayılması “güzelligi, eril bilinç tarafından konan engeller ve yasaklamalarla ya da olumsuz özellikleri” ile olmaktadır. Bamsı Beyrek, Banu Çiçek’e eril bilinci temsil eden “Delü Karçar”ın engellemeleri ile ulasmaya çalısır; Kan Turalı da Selcan Hatun’a eril bilinci temsil eden babanın önüne koyduğu engellemeleri aşarak ulaşmaya çalısır. Iç Oguz’un Tas Oguz’a Asi Oldugu Hikâye’de Aruz ve Beyrek arasındaki mücadelede geçen soylamada da eril bakıs açısının kadınla ilgili söylemine rastlanmaktadır. Burada söylem, karsı tarafı aşağılamanın ve küçük düşürmenin bir unsuru olarak görülmektedir. “Aldayuban er tutmak avrat isidür Avratundan mı ögrendin sen bu isi kavat .... “(Ergin

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2