­

Küçük Tiyatro (Odeion)

Şu anda, müzikli gösterilerinde yapıldığı Roma Odeon’un önünde durmaktasınız. Arkada, Troya VI kale duvarı ve Troya VI evine ait bir payeyi görmektesiniz (“Payeli ev”). Hemen arkanızda ise, Roma imparatorluk dönemine ait bir hamam yapısı bulunmaktadır. Odeon, hamam ve pek uzak olmayan Bouleuterion, şehirdeki günlük yaşamın geçtiği Agora’nın, yani şehir meydanın sonundadır.

Odeon’un yarım daire biçimli orkestrası, üzerinde gerçek boyutlardaki Hadrian’ın (M.S. 117-138) zırhlı heykelinin olduğu “skene” olarak tanımlanan sahne yapısıyla çevrilmiştir. Orkestra, kalker taşından plakalarla çevrilmiş, bu plakaların üzerine, yine kalker taşından oturma yerleri yapılmış ve oturma yerleri de geçiş yollarıyla bölümlere ayrılmıştır. Odeon’un çevresine dağılmış birçok mimari öğeyi görebilirsiniz

Bouleuterion

70 m kadar sağınızda, bir bölüm Troya VI surunun üzerinde olan, Yunan-Roma dönemi İllion’una ait Bouleuterion’unu (Belediye binasını) görmektesiniz. Belediye meclisinin, çalışmalarını rahatsız edilmeden yürütebilmeleri için, binanın içi kısmı dört tarafı duvarlarla çevrilmiştir.

Yunan ve Roma İlion’unun Tarihçesi

Genel kabul gören görüşe göre, Yunan kolonistleri M.Ö. 8. yüzyılın içinde (Troya VIII) Troia’ya yerleşmişlerdir. İlion’un olağanüstü geçmişi o kadar ünlüydü ki, Pers Kralı Xerxek (M.Ö. 480) ve Makedonyalı Büyük İskender (M.Ö. 334) İlion ve çevresini ziyaret etmişler; tanrıça Athena ve Homeros’un kahramanları için kurbanlar sunmuşlardır. Bu tür ziyaretler, İlion’daki kutsal ve normal yapı komplekslerinin yapılmasına da neden olmuştur. Troya M.Ö. 85’te (sadakatsiz) Romalı komutan Fimbria tarafından yıkılmıştır. Buna rağmen, daha sonraki dönemlerde İlion, Romalı imparatorun, özellikle Augustus’un koruması altında parlak dönemlerinden birini yaşamıştır. İmparatorluğa bağlı soyluların şehre yapmış oldukları sık ziyaretler, kültürel hayatın gelişmesine olanak sağlamıştır. Büyük orandaki inşa hareketleri sırasında Büyük Tiyatro, Bouleuterion ve Athena tapınağının yeniden yapımına başlanmıştır. Aşağı şehir ise kare planıyla (insulae) inşa edilmiştir. Romalılar, onu ataları, İlion’u ise Roma’nın ana şehri olarak kabul ederler. Sikkelerdeki Eneas ve ailesinin kaçışı betimlemeleri de bunu belgelemektedir.