Açıklama |
Ahmed-i Hani 17. yüzyılda yaşamış edip, şair ve mutasavvıftır. Doğu Bayazıt medreselerinde müderrislik ve İshak Paşa Sarayında kâtiplik yapmıştır. Arapça, Farsça, Kürtçe ve Türkçe bilen Hani, eserlerini Kürtçe yazmıştır. En bilinen eseri, 17. yy. da Kürtçe yazdığı Mem u Zin’dir.
Hanî, Mem û Zîn adlı eserinde, Emir Zeynettin'in güzellikleriyle dillere destan olan Zin ve Sti adlı iki kız kardeşinin Mem ve Tajdin ismindeki iki gençle olan aşklarını şiir şeklinde anlatır. Cizre hükümdarlarından Emir Abdal (Abdullah) oğlu Emir Zeynuddin zamanında hicri 854, Miladi 1450/1451 yılında olay meydana gelmiştir. Mem u Zin’in hayat hikâyesini Hakkârili şair Ahmed-i Hani manzum bir şekilde 1690 yılında kaleme almıştır.
Mem u Zin mesnevisinde birbirine âşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsü, beşeri aşk çizgisinde başlar ve nihayet İlahi aşka dönüşen bir ruhsal yolculukla son biter. Şair; kötülüğü, ikiyüzlülüğü, fitne ve fesatçılığı, dalkavukluğu Bekir’de toplamıştır. Doğruluğu, iyiliği, suçsuzluğu, zayıflığı ve çaresizliği de Mem ve Zin’in şahıslarında toplamıştır.
Eser, Türkçe, Farsça, Arapça, Fransızca ve Rusçaya tercüme edilmiştir. Bu hikâye Anadolu’muzda ve özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da halk arasında çok tanınmıştır. Okumamış kimseler dahi, bazı bölümlerini ezbere okumaktadırlar.
Eğitimde tiyatronun bir yöntem olarak kullanılması çağdaş insanın toplumsal ilişkilerini
düzenlemesine, kendisini tanımasına, üretmesine ve varlığını sergilemesine olanak sağlamaktadır.Tiyatro aracılığıyla olaylar ve durumlarla bunların arasındaki bağlantılar kolayca öğrenilebilir.Tiyatro dolaylı yoldan anlatılır, bu nedenle başkalarının davranışlarını ve insanın kendi davranışlarını emin bir mesafeden gözleme imkânı vardır. Bugünün sorunları, geçmiş ve gelecekte araştırılabilir. Tiyatroda bir durum somut, aynı zamanda soyut ifadelerle keşfedilir. Olayların yaşanarak gelişmesini içeren aktif bir yöntemdir. Böylece unsurları somutlaştırarak durumu açıklığa kavuşturur. Sosyolojik bir perspektiften bakıldığında bireyler, sadece kendileri değil, içinde yaşadıkları toplumun geçmişi, şimdiki zamanı, geleceği ve aynı zamanda insanlık hakkında da daha derinlemesine bilgi sahibi olabileceklerdir.
Tiyatronun bu sosyolojik etkisi göz önünde bulundurulduğunda tiyatro ile ciddi sosyal başarılar elde edilebilir. Bundan dolayı kurumsal olarak; ilimizin kültür ve sanat yelpazesinde çok önemli bir aşk öyküsü olan “Mem-U Zin” adlı öyküyü tiyatro ile canlandırmak, oyunda imkânı kısıtlı ve sanata ilgisi olan gençleri oynatmak ve yerelimizin sosyal kalkınmasına vesile olmayı düşünmekteyiz.
İlimizin alameti farikalarından olan Mem u Zin adlı mesnevinin tanıtımının yapılarak bilinirliğinin artırılması için SODES kapsamında hazırlanan projenin uygulama/sahneleme süreci devam etmektedir.
|