Çuvaş Halk Kültüründe Nime (İmece) Geleneği ve Nime Türküleri

106 Doç. Dr. Bülent BAYRAM T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı içerisinde Türkiye Türkleri arasında imece 2 olarak karşılığını bulduğumuz nime geleneği de yakın dönemlere kadar yaşamıştır. Çuvaş halk kültüründe çok farklı alanlarda yardımlaşarak yapılan pek çok faaliyet bu gelenek içerisinde yerini bulmaktadır. Bildirimizde de nime geleneği ve konu olarak sadece nime geleneğinin işlendiği Çuvaş halk türküleri hakkında bir değerlendirme yapı- lacaktır. Nime Terimi Üzerine N.İ. Aşmarin, sözlüğünde nime ile ilgili bilgilerin oldukça sınırlı olduğu söylenebilir. Aş- marin nime, nime kuk ve nime pu  başlıkları altında bu gelenek ile ilgili bilgiler vermektedir. Nime maddesinde Çuvaş coğrafyasının farklı bölgelerinde nimenin hangi amaçlarla yapıldığı gösteril- mektedir. Nimene kuk ise sadece nime esnasındaki haykırış olarak anlamlandırılmıştır. Nime pu  maddesinde nime başının yani yöneticisinin nimeye çağırdığı belirtilmektedir (Aşmarin 1936: 25). V.G. Yegorov, Etimologiçeskiy Slovar Çuvaşskogo Yazıka (Çuvaşçanın Etimolojik Söz- lüğü)’da nime teriminin ağızlarda vime şeklinde geçtiğini de belirttikten sonra onu sadece ikram karşılığında köydeşler için gönüllülük esasına bağlı çalışma (ekin hasatı, harman, komşu köyden satın alınmış kerestenin taşınması vb.), ücretsiz toplumsal yardım olarak açıklar. Yegorov keli- menin diğer Türk şivelerindeki karşılıklarını da verir: Divan-ı Lügat-it Türk’te, Türkmen üme, Tatar Türkçesinde öme (ücretsiz kolektif iş yardımı, ikram karşılığı birlikte çalışma), Türkiye Türkçe- sinde nimet (lütuf, ihsan; hayırlı iş, iyilik), Azeri Türkçesinde imeçilik (yardım, gönüllü cumartesi çalışması) kelimenin karşılıklarını tespit etmiştir. Kelimenin kökeni olarak göstermese de Arapça ve Farsçadaki lütuf, ihsan, armağan, hayırlı iş anlamlarına gelen nimet, nemat kelimelerini verişi, kelimenin kökeni üzerine tespiti olarak kabul edilebilir. Bunun yanı sıra Yegorov kelimenin Sank- sritçede yardım eden, koruyan anlamlarına gelen uma ve iyilik, iyi niyet anlamlarına gelen omo şekillerini de tespit ederek kelimenin kökenini Sanksritçeye kadar götürmüştür diyebiliriz (Yego- rov 1964: 140). Nime Yurrisem (Nime Türküleri) Terimi Çuvaş yazılı edebiyatı Çuvaşlar arasında ancak 19. yüzyıl sonlarına doğru İ.Ya. Yakovlev tarafından Kiril harfleri temelinde ilk alfabesinin oluşumu neticesinde Simbir Çuvaş (Öğretmen) Okulu’nda yetişen ilk aydın kesimin çabalarıyla oluşmaya ve gelişmeye başlamış- tır. Yazılı edebiyatın Çuvaşlar arasında bu kadar geç bir dönemde ortaya çıkmış olması, halkın edebî ihtiyaçlarını sözlü edebiyat yoluyla karşıladığını göstermektedir. Geleneksel kültürün de 20. yüzyıl başlarına kadar Çuvaşlar arasında oldukça etkili olduğu dönemin özellikle misyoner kaynaklarında sık sık zikredilmektedir. Bunun neticesinde geleneksel kültürde görülen birçok ritü- el ve bu ritüellere bağlı şiirler de kayda geçirilmiştir. Nime geleneği ve buna bağlı türküler de bu çerçevede değerlendirilmelidir. 2  Türkiye Türkçesinde imece olarak karşımıza çıkan bu geleneğin Türk Dil Kurumunun Güncel Türkçe Sözlük’teki karşılığını; 1.  Kırsal topluluklarda köyün zorunlu ve isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliğiyle gerçekleştirilmesi. 2. Birçok kimsenin toplanıp el birliğiyle bir kişinin veya bir topluluğun işini görmesi ve böylece işlerin sıra ile bitirilmesi, şeklinde bulmaktayız (GTS).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2