Türk Halk Kültürü Bağlamında Sosyal Medya

32 Ahmet Serdar ARSLAN T.C Kültür ve Turizm Bakanlığı İnternet ortamında kullanılagelen dört farklı dil biçimi olduğunu iddia edebiliriz: 1. Yazılımların ve donanımların çalışmasını sağlayan kod sistemine dayalı algoritmatik programlama dili (C+, Java veya Python). 2. Kullanıcının sözcesinde bulunan, kültürel belleği de barındıran ve yerel içeriğin oluşma- sında etkili olan ana dili. 3. İnternetin kendi bünyesinde kendine has bir kültür oluşturduğu simgesel, görsel ve işaretlerden oluşan internet dili, terimler (Örn. Banner, gif, emoji vb). 4. Evrensel bir dil olarak kabul gören ve kültürlerarası etkileşimin en önemli organı olan İngilizce. İnternette içeriği oluşturan bu diller bir bütün olarak sözdizimsel, kavramsal ve görsel an- lamların oluşmasında etkin olarak kullanılmaktadır. İnternetin sağlamış olduğu görüntü, yazı ve işitsel bütünlükle içeriğin sunumu (Ong, 2013: 24) günümüzde bir dilin kullanımını sadece kav- ramsal olarak değil üç boyutlu olarak anlamlandırılmasına sebep olmaktadır. Yani sözdizimsel örüntüler, içeriğin yönetiminde her zaman tek başlarına yeterli olmayıp bir resim veya fotoğraf, bir metin olarak bir kelimeden daha fazla anlama sahip olabilmektedir. Bu da içeriğin anlamsal olarak bir kelimeden daha fazla şey ifade edebileceğini ortaya koymaktadır. Binark (2014: 17) internet kullanıcısının çok tıklanan bir haber sitesinde ‘insan hakkı’ konulu bir habere tıklandığın- da haber metninin içinde veyahut altında yer alan etiketlerde bulunan ‘insan’, ‘hak’, ‘ihlal’, ‘örgüt’ gibi dört etikete gittiğinde, bu etiketlerden de farklı metinlere doğru metinsel yolculuğunu devam ettirdiğini aktarır. Dolayısıyla üç boyutlu anlam kazanan bir kavram, başka bir kavram ile birlikte çağrışımsal olarak kullanılabilmektedir. Hem görselin kendisi, hem görselde kullanılan kelimeler hem de bu kelimelerin çağrıştırdığı diğer kavramlar bir bütün olarak internette içerik olarak kar- şımıza çıkmaktadır. Çomu ve Halaiqa (2014: 27) interneti ve arayüzü analiz etmekte kullanılan başlıca iki yak- laşım bulunmaktadır, der. Bunlardan ilki kullanıcı temelli yaklaşım, ikincisi ise metin ve üretilen içeriğe odaklanan içerik temelli yaklaşımdır. Ayrıca yazı, görüntü ve sesin bir arada bulunduğu bir ortamda; kullanıcı, içerik ve internetin kullanıldığı bağlamın bütünlüğü göz ardı edilmeyerek bunlara dilbilimsel yaklaşımı da eklemek yanlış olmayacaktır. Açıklamak gerekirse internet sis- temlerinin teknik ve imkân özellikleri, Web 1.0 ’dan Web 3.0’a doğru gelişim göstermektedir. Web 3.0, özel bir işlem yapılmasına gereksinim kalmaksızın, kullanıcının internet kullanım alışkanlıkla- rından yola çıkılarak, ihtiyaç duyulabilecek içeriklerin kullanıcıya, onu arama zorunluluğuna sok- madan sunulması demektir (Çomu ve Halaiqa, 2014: 29). Bir diğer ifadeyle bugün kullandığımız Web 3.0 teknolojisi kullanıcı deneyimini esas almakta ve kullanıcının internette kullandığı dil onun bir bütün olarak içeriğe erişimine imkân tanımaktadır. İnternet üzerindeki veriler ise anlık olarak yeniden üretilmektedir. Dilbilimsel açıdan internetteki içerikte yer alan kavramlar ve kullanıldığı yeni boyutlar hem kullanıcı hem de içeriğin şekillenmesi açısından bağlamın en önemli unsurla- rından birisini oluşturmaktadır. Binark (2014: 16) yeni medyanın toplumun geçirdiği aşamalarla eş zamanlı olarak ortaya

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx