Osmaniye İli Düziçi İlçesinde ki Kadın Tiplemeleri

257 OSMANİYE İLİ DÜZİÇİ İLÇESİNDE Kİ KADIN TİPLEMELERİ Ömer Faruk KIRMIT GİRİŞ Eski Türkler anneye “ög” derlerdi. Bugün kullandığımız öksüz kelimesi de buradan gel- mektedir. Babadan sonra aileyi anne temsil ederdi ama ana daha önce gelir ve ana-baba denirdi (Ögel, 2001, 247-268). Türk devletlerinde kadınlar hem toplum hayatında hem de siyasî hayatta önemli roller üstlenmiştir. İslamiyet öncesinde de kadınsız bir iş görülmezdi. Kadın erkeğin tamamlayıcısıydı. O sürekli eşinin yanındaydı. Yabancı devletlerin elçilerinin kabulünde hatun da hakanla beraber olurdu. Tören ve şölenlerde de Hakan sağda, hatun solda oturur, elçiler bu şekil- de ikisinin birden huzuruna çıkarlardı (Gültepe, 2008, 180). Türklerde aile toplumun yapı taşıdır. Ailenin temelini kadın oluşturur. Kadın, eşinin yoldaşı, çocuklarının anasıdır. Erkekler ev dışı işlerle ilgilenirken, ev içi işlerde kadın aktif olmuştur. Tarih boyunca kadınlar toplum hayatında önemli rol oynamıştır. Toplumun bu önemli varlığı hal ve hareketlerinden dolayı çeşitli şekillerde isimlendirilmiştir. Düziçi yöresinde, kırsal kesimde orta yaşın üzerinde olan kadınlara hitap edilirken genel olarak ‘Garı’ ifadesi kullanılır. Gençler yaşlılara hürmet eder, saygıda kusur etmezler, gördükleri yerde ellerini öperler. Babanın annesine orta yaş ve üzerinde olanlar ebe, yeni gençler nene der. Önceden yörede kadınlar 15 yaşından sonra evlendirirlermiş, şu an evlenme yaşı 25 ve üzeri olmuştur. Hiç evlenmemiş bir gencin birinin dul bir kadınla evlenmesi hoş görülmez ve onlar için şöyle denilmektedir: Almasınlar dul avradın dulunu Ne yaparız parasını pulunu Arkasına takmış üç beş kulunu Ergen oğlan dul avradı almasın Alırsa da muradına ermesin.

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTc2