Kırgız Destancılarında ve Destanlarında Rüya Motifi

143 KIRGIZ DESTANCILARINDA VE DESTANLARINDA RÜYA MOTİFİ Doç. Dr. Bayram DURBİLMEZ 1 Giriş Uyku sırasında zihinde canlanan hayal ve düşüncelere “rüya” / “düş” adı verilir. Dîvânü Lügâti’t- Türk’te “tüş” sözüyle karşılanan rüya yerine Başkurt ve Tatar Türkçelerinde “Töş”, Kırgız ve Özbek Türkçelerinde “Tüş”, Kazak Türkçesinde “Tüs”, Türkmen Türkçesinde “Düyş”, Uygur Türkçesinde “Çuş”, Azerbaycan Türkçesinde ise “röya” sözü kullanılır. “Rüyalar tanrıların dilidir ve anlam ve mecaz açısından zengin bu dil, bizi uykudan yaşa- ma uyandırmaya yöneliktir.” diyen Holbeche’ye göre “Rüyalar bir köprüdür, bir iletişimdir, ruhtan gelen bir mektuptur; güç, bilgi, yaratıcılık ve sağlık kaynağıdır.” 2 (1994: 34). Aristoteles’e göre rüyalar duyu organlarındaki duygu kalıntılarına dayanır (Sevim 2000: 50). Bastırılmış duygular ve bilinçaltı uyku sırasında açığa çıkar. Analitik psikolojisinin kurucusu Carl Gustav Jung’a göre rüya, ruhun derinliklerinde var olanların ruha açtıkları küçük ve gizli birer kapıdır (Çelepi 2017: 21). Rüyalar ve psikoloji arasında sıkı bir ilişki bulunduğu görüşü genel kabul görmektedir. “Psikoloji bilinçaltına, bilinçdışına, irrasyonel sahaya, parapsikoloji sahasına ve ruhun ötesine nüfuz ed(er)” (Sevim 2000: 53). Anlatıların kaynağı olan mitoslarda toplum psikolojisinden yansı- malara rastlanır. Çünkü Freud’a göre mitos bir “kitle rüyası”dır. Bu da “dış dünyaya yansımış bir psikolojiden başka bir şey değildir” (Sevim 2000: 53). Ruhun bedenden ayrılarak gerçekleştirdiği 1 Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Türk Halk Bilimi Öğretim Üyesi ( bayramdurbilmez@gmail.com) KAYSERİ 2  Aynı yazara göre “Rüyalar bir denge noktasıdır, duygularımızın barometresi, ruhlarımızın elçisidir. Rüya- lar, uyanık olduğumuzda bilincinde olamayabileceğimiz fırsatları önümüze çıkarırlar. Bir rüya, saklı olan ya da pek belirsiz hissedilen bir şeyi gerçekleştiren bir kehanet gibidir.” (Holbeche 1994: 188).

RkJQdWJsaXNoZXIy NTU4MTgx