­ HABİB BABA | Kültür Portalı

Habib Baba - Erzurum

Efsaneler

Erzurum ve çevresinde çokça bilinen ve söylenegelen bir başka efsane ise Habip Baba ile ilgili olan efsanedir. C. Server Revakoğlu’nun kitabında; Buhara Müftüsü'nün oğlu olduğu kaydedilen Habib Baba'nın, Sultan Abdülmecit'in tahta çıkması üzerine Erzurum'a geldiği bilinmektedir.  Prof. Dr. İbrahim Hakkı Konyalı ise, Habib Baba'nın babası ile beraber ilkin Hindistan’dan Bitlis'e göç ettikleri;  Bitlis’te Uşşaki Ali Baba'ya bağlandığı ve onun tembihi ve işaretiyle de Şam'a gittiği söylenir. Nusret Efendi'nin Tarihçe-i Erzurum adlı kitabında ise hakkında şu bilgiler kayıtlıdır;

"Bir gün murakabe şeyhi Erzurum'a gitmesini emretmiş ve derhal bu emre uyarak Erzurum'a gelmiştir. Burada irşad ile meşgul olmuştur. Tekkesi Yegenağa Mahallesi'nde idi. Rüsum ulemasının hücumlarına uğrardı. (Resmi din görevlilerince tenkit edilirdi.) Eli açıktı. Habib Baba, her sene Muharrem ayının birinci günü Hazret-i Selman'ın sünnetini yapardı. Kendisine mühim miktarda para verilirdi. Fakat Habib Baba akşama kadar bu paraları rast geldiği fakirlere dağıtır, cebinde bir akçe bile kalmazdı. Ney'i çok severdi. Cezbe halinde iken kendisini Abdi isimli müridi ney üfleyerek ayıltırdı."

Türbenin asıl ismini taşıdığı Timurtaş Baba ile ilgili olarak; M.Sadi Çöğenli ve Ali Bayram'ın hazırladıkları, 'Erzurum'da Bulunan Meşhur Ziyaretgâhlar ve Kabir Ziyaretinin Adabı' isimli eser dışında ayrıca efsanelerinin anlatıldığı Bilge Seyidoğlu’nun kitabından söz etmek gerekir.

Habip Baba Timurtaş Baba Türbesi:

Taş Mağazalar Caddesi'nin sonuna doğru Gürcü kKapı'ya giderken sağ tarafta yer alır. Türbenin asıl adı Timurtaş Baba Türbesi'dir. Timurtaş’ın ölüm yılı belli değildir. Erzurum müşiri Kamil Paşa H.1260 - M. 1844 tarihinde türbeyi yenden yaptırmıştır. Habip Baba H. 1264 -M. 1847 yılında ölmüş ve bu türbeye gömülmüş aynı zamanda türbeye de ismini vermiştir. Türbede Habip Baba ve Timurtaş Baba’nın mezarları ile birlikte atı mezar daha vardır. Bunlardan bir tanesi de Habip Baba’nın 1875 ölen karısı Hatice Hanım'dır.

Bilge Seyidoğlu’nun Erzurum Efsaneleri adlı kitabında Habipbaba İle ilgili olarak çeşitli efsaneler rivayet edilmektedir.

  • Nadide Mehtar isimli Erzurumlu bir hanımefendi’nin anlattığına göre; babası bir gün hamama girmek ister fakat parası yoktur. Bu düşünce ile çarşıya çıkar. Habip Baba Türbesi'nin civarında bir sokağa girer. Karşısına birdenbire Habip Baba çıkar. Adamcağız ne kadar kaçıp kurtulmak istese de her gün gittiği yerde karşısında Habip Baba'yı bulur. Sonunda Habip Baba adamın karşısında durur, cebinden on para çıkarıp adama verir “Bununla hamama git kalanını da harca” der. Adam bu para ile hamama gider, kalanı ile alışveriş yapar eve gelir, elini cebine atınca on parasının cebinde durduğunu görür. Bu para cebinden uzun müddet eksilmez. Kayınvalidesi bir gün işin farkına varır sırrını öğrenmek ister. Adam mecburen sırrını açıklayınca cebinden para da tükenir gider.
  • Bilge Seyidoğlu’nun kaydettiği bir diğer rivayet ise şöyledir: Yabancı diyardan gelmiş olan bir zat Erzurum’un ara sokaklarından birinde dolaşırken kadının birisi pencereden su döker bu zat ıslanır. Adam sinirlenir, eli ile bir duvarı tutarak sallamaya başlar, bunun üzerine bütün Erzurum sallanmaya başlar. Bu esnada Habip Baba peyda olur. Oda bir eli ile duvarı tutar ve zelzele durur. Habip Baba bu zata seslenerek “Sen Erzurum’u sahipsiz mi sandın?" der.
  • Devrin Erzurum’unda Gürcü Mehmet Paşa Camiinin avlusunda bir sabah caminin hocası fakir bir adam vefat ettiğini öğrenir. Adamın üstü başı temiz değildir. Hoca efendi içinden: "Adam daha vefat edecek yer bulamadı mı?" diyerek geçirir. Konu komşu toplanır, fakir adamın eksiklerini tamamlar yıkamaya başlarlar. Hoca efendi adamı yıkarken adamın tırnaklarının da çok uzun olduğunu görür, biraz daha canı sıkılır. Bunun üzerine ölü teneşirden çıkarak adamın üzerine oturur:  "Ey Allah’ın kulu ben acaba içimi temizleyebildim mi ki dışımda da sen temizlik istiyorsun" diye hoca efendiye çıkışır ve "Buradansa, burada ölmektense gider Bağdat da ölürüm." diye ilenmeye devam eder. Bu hal üzerine gerek hoca ve gerekse halk korkmaya başlarlar ama kaçan ölünün peşinden de uzun müddet koşarlar. Nihayet hoca Habip Babanın dergâhına gelerek; "Hoca efendi çok yaman bir deliyi kaçırdık, Allah aşkına buna sahip ol bizim gücümüz buna yetmez" diyerek yalvarır. Habip Baba kaçan ölünün peşinden koşarak onu kabristanlarda yakalar ve çok kızgın olduğu görülen kişiye; "Seni beni yaratanın hakkı için Erzurum’u bana bağışla." diye ricada bulunur.  Dirilmiş olan ölü bir kabrin taşına yapışarak “Habip, Erzurum’u yıkacağım." diye cevap verir. Habip Baba'yı tanımadığı halde ona Habip diye hitap eden bu kişi nihayet Habip Baba fazla rica edince bir mezar taşını hiddetle sallar gibi yaparak; "Vallahi yıkacaktım Erzurum‘u Habip senin için bağışladım." diye cevap verir. Rivayet göre bu halden sonra Erzurum’da hafif şiddette bir deprem başlar şehir birkaç gün sallanır.

Derleme: Cemal Almaz, Şahin Torun / Erzurum İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kaynak:

  • Bilge Seyidoğlu;  Erzurum Efsaneleri : Dergah Yay. Erzurum Kitaplığı 1997 – 2018
  • Bilge Seyidoğlu;  Erzurum Efsaneleri : (Dergah Yay. Erzurum Kitaplığı 2018 Erzurum Büyükşehir Belediyesi Yayını)
  • İ.Hakkı Konyalı: Abideleri ve Kitabeleri ile Erzurum Tarihi
Görüntülenme Sayısı : 11747    Eklenme Tarihi : 25 Nisan 2013 Perşembe    Güncellenme Tarihi : 30 Mart 2021 Salı